Yazarın emeklisi zor bulunur!


Pulitzer, Ulusal Kitap ve Faulkner gibi saygın edebiyat ödüllerinin sahibi Amerikalı yazar Annie Proulx (80), geçtiğimiz hafta verdiği bir söyleşide yeni romanı ‘Barkskins’in (2016) yazdığı son eser olduğunu duyurdu. Üretken yazarın, yazıya vedasının ardında ise tükenen enerjisi değil, PR çalışmalarına, okumalara ve imza günlerine daha fazla dayanamaması yatıyor. Türkçede, sinemaya da uyarlanan Brokeback Dağı eseriyle bilinen Proulx’un bu sözleri, yazarların emekli olup olamayacağı tartışmasının yanı sıra yazmayacağını duyurup bir daha kaleme sığınan yazarları gündeme getirdi.

Okurlar hatırlayacaktır, geçtiğimiz yıllarda Stephen King, Alice Munro ve Anne Tyler gibi isimler yazmayacağını duyurup yeniden kitap çıkardı. Philip Roth ise emeklilikten sonra henüz bir kitap yayımlamadı. Eleştirmenler, bu örneklerden yola çıkarak yazarların emeklilik ilanlarının çok da dikkate alınmaması gerektiği görüşünde.

YAZMAK ZANAAT MI?

Ferit Edgü’nün dediği gibi, ‘belâlı bir uğraştır yazmak’. Okur da yazar da bilir ki, yazı denen hastalık öyle kolay kolay iflah olmaz. Fakat yazmayı bırakma konusunda iki ayrı cenahtan söz edilebilir. Birinci türden yazarlar için yazmanın varoluşsal bir anlamı var, onu zanaat, profesyonel bir iş olarak görüp vakti geldiğinde emekli olmak, çekip gitmek çok da kabul edilebilir bir durum değil. İkincisi için ise yazmak bir zanaat ve böyle olduğu için de zamanı geldiğinde bırakıp gitmek gerekiyor. Guardian’da yazan eleştirmen John Dugdale, kelimeleri çok hassas seçen yazarların bu emeklilik işini nasıl yanlış algıladıklarına dikkat çekerken, yazarlığın ofis hayatına dayanan diğer profesyonel işler gibi olmadığı kanaatinde.

Emekliliğini duyurup yeniden yazanların başında Stephen King geliyor. 2002’de, ‘kariyerinin zirvesinde’ yazmayı bıraktığını duyuran yazar, sonrasında 17 kitap kaleme aldı. Alice Munro, 2006’da emeklilik işareti verdikten sonra bir öykü kitabı yayımladı ve Nobel kazandı. Amerikalı yazar Anne Tyler ise 2013’te “Yeni bir kitap yayımlamak istemiyorum.” dedikten sonra Vinegar Girl kitabını yazdı; eser 2015 Man Booker ödülünün kısa aday listesine girdi. Emeklilik tartışmasını asıl ateşleyen ise Philip Roth’tur. Amerikalı yazar, 2013’teki bir söyleşisinde, edebiyattan emekli olduğunu ve yazmayı bıraktığını söylemişti. Bilgisayarının kenarına iliştirdiği ve her sabah bakıp güç aldığı küçük bir nottan bahsediyordu Roth: “Yazmakla mücadele sona erdi.” Roth, sözünü tutarak henüz yeni bir eser yayımlamadı fakat çekmecesinde tıpkı Salinger gibi kitaplar biriktirdiği kesin.Annie Proulx

‘AVUCUNDAKİ CAN KUŞU…’

Gabriel García Márquez de 2006’da verdiği bir söyleşide emeklilik kararını açıklamıştı: “2005 yılını izin yılı olarak kullandım. Bilgisayar başına oturmadım. Tek satır bile yazmadım. Bu hayatımın yazmadan geçen ilk senesi.” Bu kararından sonra eser yayımlamayan yazarı 2014’te kaybettik.

Munro ve King gibi örnekleri düşününce eleştirmenlerin ‘emeklilik’ duyurularına mesafeli olmak gerektiği uyarısına hak vermeliyiz. Salâh Birsel, bu türden durumlar için ‘avucundaki can kuşunu uçurmak’ demişti. Bu da her yazarın göze alacağı bir şey değil. Daha da ötesinde, tüm dünyanın koca bir uğultuya boğulduğu bu zamanlarda, yazarın kelimelerle yapacağı çok iş var!

Yorumlar