Satırların altını çizmeye övgü


Okuduğu kitapta sevdiği bir cümlenin altını çizmek ya da sayfanın kenarına not iliştirmek, onu sahiplenmenin alâmetidir. Kimileri bu eylemi gerçekleştirmeyi, kitaba saygısızlık gibi görse de her okurun kalemle böyle bir imtihanı olmuştur. Kitapla kurduğumuz bu ilişki herkes için biricik bir eylem iken, bunun verdiği hazzı tarif etmenin zorluğu bir yana tavrımız farklıdır. Nazan Bekiroğlu’na kulak verirsek “Onun için çizip dururuz altını okuduğumuz satırların, bizden sonra okuyacaklara bir sesleniş: Bak senin için çizdim altını şu satırların. Bak! Ancak bu çiziş farklı bir yolculuğun da başlangıcıdır aynı zamanda. Çünkü altı çizilmiş her satır böylece kendi bütünlüğünden çıkmış ve bir daha geri dönse de farklı bir yükle yüklenmiştir artık. Kendi ruhumuza dair yeni bir okuma, dahası yeni bir yazma.”

Basılı kitabın yerini e-kitabın aldığı bir çağda, kitapla daha yakın bir ilişki kurduğumuzun işareti olan bu iz bırakma eylemi, görsel bir şölene dönüştü. Amerikalı grafik tasarımcı Erik Schmitt’in kurduğu yeni site (www.thepagesproject.com) altı çizilmiş satırların, kenarına notlar bırakılmış kitap sayfalarının fotoğraflarına yer veriyor. “Her sayfa iki hikâye anlatır.” sözünü kendine düstur edinen site, elimize aldığımız kitabın cümlelerinin altını çizme ve ona notlar iliştirme özgürlüğüne bir övgü niteliğinde. Dünyanın dört bir yanından okurların kendi sayfalarını da ekleyebildiği site, kitap kurtlarını mutlu eden bir alana dönmüş durumda.

Son birkaç yılda basılı kitabın yerini alan e-kitabın yaygınlaşması, kitabın ölümü kaygısını güçlendirse de öte taraftan eline kitabı almadan okuma eylemini gerçekleştiremeyen mutlu bir azınlık var. Bunlardan biri olan sitenin kurucusu Schmitt’in hikâyesi ise 2007’de dedesinin kütüphanesinin kendisine miras kalmasıyla başlar. Koleksiyonu incelerken her kitabın pek çok sayfasında notların ve altı çizilmiş onlarca satırın olduğunu fark eder. Daha sonra kitaplarda önemli gördüğü yerlerin fotoğraflarını çeker. Artık günümüzde pek rastlamadığımız kurşun kalemle, mavi, siyah ve kırmızı mürekkeple yazılmış notların, altı çizilmiş satırların yer aldığı bu sayfaları fotoğraflayarak bir sitede toplamaya karar verir.

Her sayfa bir hikâye

Schmitt’in bir sonraki işi ise, yaşadığı yerdeki kütüphanelere ve diğer aile bireylerinin renkli kitap sayfalarını siteye yüklemek olur. Projenin teknolojinin basılı kitabın yerini alıp, onu ortadan kaldırdığı düşüncesinden doğmadığını söyleyen Schmitt, “Çağımıza özgü bu teknolojik gelişmeyi kabullenmeyi bilmeliyiz.” diyor. Schmitt’in 2007’de dünyanın online kitap satış devi Amazon’un hayatımıza sunduğu e-kitap okuma cihazlarının tasarım ekibinde olduğunu söyleyelim. Tasarımı ve sayfa yükleme kolaylığıyla gayet şık bir alan sunan site, bir kitap sayfasının nasıl halden hale büründüğünün ve içinde okurunun sahip olduğu saklı bir hikâyeyi barındırdığını gösteriyor.

Her yazarın da bir okur olduğu gerçeğini düşündüğümüzde onların da birtakım okuma ritüelleri var. Büyük yazarların okudukları kitaplarla kurduğu ilişkiyi her okur merak etmiştir. Zaman zaman çekmecelerden çıkarak yayımlanan bu sayfalar heyecan verici bir haberdir okur için. Schmitt’in sitesi özellikle sıradan okurların kitapla olan ilişkisine odaklanması adına önem taşıyor. Fakat her yazarın bu konuda ayrı bir tutumu var. İnci Aral şöyle anlatır: “Kitaba not almaya çalışırım. Arka sayfalardaki boş yapraklara kitapla ilgili düşüncelerimi, bazen renkli not kâğıtları üzerine yazarak, yapıştırırım. Genellikle çok sevdiğim kitapları eskiden çok fazla çizerdim, şimdi ise kıyamıyorum, hatta onların yerine yenilerini aldım.” Cemil Kavukçu ise kitabın altını çizmektense deftere alıntılar yapmayı tercih ediyor. Schmitt’in projesinin bir benzerini Türkiye’de de birilerinin hayata geçirmesi heyecan verecektir. “Her sayfa iki hikâye anlatır.” diyen Schmitt sözlerinde haklı zira Nazan Bekiroğlu’ndan ödünçle; “Kim kendi hikâyesinden aynı sözcüklerle farklı ve yeni bir hikâye çıkarılmasına itiraz edebilir ki?”

Musa İğrek, Londra
Zaman Gazetesi
20 Aralık 2014


Yorumlar