Polisiye, kadınların elinde yükseliyor


Kendine has, sadık bir okur kitlesine sahip polisiye romanlar, okura heyecan, merak ve gerilim dolu bir dünya sunar. Amerikalı yazar Raymond Chandler, meşhur denemesi Adam Öldürmenin Yalın Sanatı’nda iyi bir polisiye romanı yazmanın bunu meslek edinmiş kişiler için bile zor iş olduğundan söz ederken, Selim İleri bu romanlardan ‘anlatma ve dile getirme sanatının kıvraklığını’ öğrendiğini paylaşır. Polisiye romanın ‘kraliçe’si ve kitapları dünyada milyonlarca satan Agatha Christie’nin adını yaşatmak ve onu yeni nesillerle tanıştırmak isteyen ailesi, yazarın unutulmaz karakteri Hercule Poirot’nun çoksatan kitapların yazarı Sophie Hannah tarafından yeniden kaleme alınmasına izin verdi.

Poirot’yu, Hannah’nın kalemine emanet eden Christie’nin ailesi adına, torun Mathew Prichard, “Sophie Hannah’nın büyükannemin eserlerine duyduğu büyük hayranlık öylesine güçlü ki, kurguladığı bu eseri okuyunca, yeni bir Christie’nin doğması gerektiğine karar verdik.” dedi. Tüm dünyayla aynı zamanda Türkiye’de okurla buluşan Monogram Cinayetleri (Altın Kitaplar) edebiyat dünyasında ve okur yakasında ilgiyle karşılaşırken, bir başka noktaya dikkat çekti: Polisiye romanların kadın yazarların elinde gittikçe daha da yükseldiği ve bu türe kadın okurların olan ilgisi...

Erkek egemen bir tür olan polisiye, kadın yazarla bu zemini paylaşmaya başladı. Çok satan kitap listelerinde polisiyenin yeri daha da görünür olurken, bu türe olan ilgi de artmakta. Britanyalı ünlü polisiye yazarı Val McDermid, kadın yazarların okuru korkutma konusunda erkeklerden daha maharetli olduklarını ve kadın yazarların erkeklere göre kadın karakterlere daha içerden bir bakış yakaladığını söylüyor. McDermid, çocukluktan itibaren kadınların karanlıktaki ayak seslerinden korkutulduğu, erkeklerin ise daha cesur büyüdüğü kanaatinde. Bunun yanı sıra bir kurban veya ana karakter olarak kadının yer aldığı bir kitabın kapağının okurların dikkatini daha çok çektiğini bilen yayıncıların, bunu bir pazarlama aracı olarak kullandığını sözlerine ekliyor.

KADINLAR, İÇ GERİLİMİ YANSITMAKTA BAŞARILI

Polisiye roman yazarı Ruth Dudley Edwards ise kadınların şiddet içeren polisiye romanlara daha çok ilgi gösterdiklerini belirtiyor. Kadın okurların bu tavrı, şiddeti güvenli bir mesafeden izlemeyi çekici bulmak olarak değerlendirilirken, kadınların korkuyu erkeklere oranla daha iyi bildikleri yargısı bu türe karşı artan ilginin bir nedeni olarak görülüyor. İngiliz Polisiye Yazarlar Birliği Başkanı Alison Joseph ise kadın okurların polisiye türüne olan ilgisini kitabın ana kahramanının kadın olmasına bağlıyor. Son dönemde kadın yazarların (Lauren Henderson, Karin Slaughter, Tess Gerritsen, Chelsea Cain ve Mo Hayder) polisiye türüne olan ilgisine kimi eleştirmenler bu romanların çokça şiddet içerdiğini dile getirerek biraz mesafeli duruyor. Öyle ki, erkek yazarlara göre şiddet konusunda kadın yazarların bir hayli mesafeyi açtığına dikkati çekiyor. Polisiye romanlar konusunda kafa yoran Sarah Winmen, kadınların bu kitaplarda iç gerilimi iyi yakaladıklarını söylüyor. Hatırlatmakta fayda var: Britanya’nın önemli polisiye edebiyat ödülü olan Theakstons Old Peculier’in bu yılkı sahibi Belinda Bauer, geçtiğimiz yılki ödülün sahibi ise bir başka kadın yazar Denise Mina oldu.

Özellikle Britanya’da 90 milyon sterlin civarında bir polisiye roman pazarı var. Bu iştah kabartan pazarın farkında olan yazarlar, yayınevleri bu türe daha fazla yöneliyor. Avrupa’da ve Amerika’da polisiye türe olan ilgi artarken, Forbes’in her yıl yayınladığı en çok kazanan yazarların zirvesinde Stephen King’in senelerdir yer işgal ettiğini anımsatmakta fayda var. Bu getiri haliyle pek çok yazarın bu türe ilgisini de artırıyor.

Türkiye’de kadın polisiye yazarı çoğalıyor

Polisiye edebiyatında kadın yazarların varlığı, Türk edebiyatında da gittikçe yükseliyor. Ahmet Ümit, ‘kadınların ayrıntı okuma yeteneklerinin erkeklere göre daha geliştiği’ tespitinde bulunur, özellikle polisiye romanda önemli bir süreç olan bu okuma başarılı metinleri karşımıza çıkarıyor. Son dönemlerde polisiye romanlar yazan kadın yazarlar arasında Elçin Poyrazlar, Hesna Onbaşı, Ayşe Erbulak, Piraye Şengel, Sibel Köklü, Şule Şahin, Esra Türkekul ve Zühal Kuyaş sayılabilir. Esra Türkekol’un bir söyleşisinde “Polisiyenin belli bir okuru var. Bu kitle yeni çıkan her polisiyeyi takip ediyor. Sanırım bir de aslında istemesem de kadın polisiye yazar sayısının az olmasının avantajını yaşıyorum. Bir kadın polisiye yazınca ilgi uyandırıyor.” sözleri bu ilgiyi özetliyor.

Musa İğrek
Zaman Gazetesi
13 Eylül 2014



Yorumlar