Manzum romana dönüş



İngiltere’nin saygın edebiyat ödüllerinden Desmond Elliot İlk Roman Ödülü’ne geçtiğimiz ay Ros Barber layık görüldü. Genç romancının kitabının en önemli özelliği kafiyesiz şiir şeklinde yazmış olmasıydı. Seçici kurul, Barber’ın eserini teknik ve kapsam açısından, roman türüne meraklılar için ufuk açıcı ve etkileyici bir biçim olduğunu gerekçe gösterdi. Bu eserlere Batı’da “verse novel”, bizde ise “manzum roman” başka bir deyişle ‘şiir biçiminde roman’ denilebilir. Son dönemlerde bu türde eserler üreten Ellen Hopkins, Toby Barlow ve Sonya Sones gibi Batılı yazarların sayısı artacak gibi görünüyor. Hatta Amerikalı Barnes and Norbel gibi bazı yayıncılar, ‘manzum roman’ başlığı altında dizi başlatarak bu tür eserleri ayrı bir tür olarak değerlendiriyor. Geleneksel tarzda yazılmış romanları okumaya meraklı okurların bu yeni türe alışması zor olsa da Amerika, İngiltere ve Avustralya’da manzum romanlar “yükselen” yayın türleri arasında.

MANZUM ROMAN: ‘PROBLEMLİ BİR TÜR’

Necmiye Alpay bu tür ‘aykırı’ metinleri “türlerarası (melez) yaratılar” olarak adlandırır ve bunların okurda ilk bakışta bir baş dönmesine yol açtığını söyler: “Ne de olsa biz okurlar, şiir, roman, tiyatro oyunu, deneme gibi geniş kalıplardan birine dökülmüş yapıtlara alışkınız. Bunlardan hiçbirine tam olarak denk düşmeyen metinler karşısında hâlâ bocalıyoruz.” Manzum romanın bir tür olarak edebiyat tarihinde tanımlanmış tam bir karşılığı yok. Bu kitapların şiir mi, roman mı olduğu tartışması bir yana manzum romanlar genel olarak problemli bir tür olarak değerlendiriliyor. Kimi eleştirmenler, okurların şiire olan ilgisini artırdığını ve biçim olarak (özellikle kafiyesiz yazılanların) rahat bir yazma eylemi sunduğunu düşünse de roman, şiir türünde yazılmaya başlandığı anda anlatıcının rolü gündeme geliyor. Başlıklar halinde ilerleyen bu tür kitaplarda bölümler genelde bir-iki sayfayı geçmiyor ve çoğu zaman herhangi bir kafiye kaygısı gütmüyor. Kimi eleştirmenler manzum romanın yeniden yükselişini, Twitter öykücülüğünün, şairliğinin gittikçe yaygınlaştığı bir dönemde kısalan cümleler, bir başka deyişle dijitalleşen kelimelerin varlığı/sorununa bağlıyor.

Manzum romanın örnekleri aslında hem Doğu’da hem de Batı’da uzun bir geçmişe dayanıyor. Nihat Sami Banarlı ‘mesnevi’ adının, bir şekil ismi olduğunu, aslında bu eserlerin ‘manzum roman tarzı’ olarak değerlendirilebileceğini söyler ve Hüsrev ile Şirin, Yusuf ile Züleyha, Mantık’ul Tayr, Hüsnü Aşk gibi eserlerin bu türün en güzel örnekleri sayılabileceğini ifade eder. Mehmet Kaplan, Âkif’in Safahat’ını, Mustafa Miyasoğlu ise Asım’ı manzum roman olarak değerlendirir. Âkif’in yanı sıra Nâzım Hikmet’in Memleketimden İnsan Manzaraları da özellikle Batı’daki çevirilerinde 17 bin satırlık ‘manzum roman’ olarak sunuluyor. Yine Nâzım Hikmet’in Dağların Havası da manzum roman şeklinde ele alınmakta.

KILIK DEĞİŞTİREN ROMAN

Manzum romanın en önemli örneklerinden biri kuşkusuz Puşkin’in, Eugene Onegin (1831) adlı romanıdır (Nabokov bu eseri İngilizceye aktarırken aynı şekilde şiir şeklinde çevirir). Puşkin, arkadaşına yazdığı bir mektupta bu eseri için bir roman değil ama şiir gibi bir roman tanımlaması yapar. Goethe’nin Hermann ile Dorothea (1797) adlı eserinin yanı sıra manzum roman Victoria döneminde de kimi yazarların sıklıkla başvurduğu bir biçimdi. Mesela Elizabeth Barrett Brownings 11 bin dizeden oluşan Aurora Leigh (1857) adlı bir roman yazar. Virginia Woolf’un Dalgalar adlı eseri de manzum roman kategorisine alınabilir. Mina Urgan, Dalgalar için “Woolf bu kitapla, o güne değin hiçbir başka romancının göze alamayacağı değişik şeyleri yapmak istediğini, bu romanın o güne değin yazılan hiçbir başka romana benzemeyeceğini biliyordu. (...) Çünkü Dalgalar, ‘hem düzyazıyla kaleme alınacak, hem de şiir olacaktı; hem roman olacaktı, hem de tiyatro oyunu.” der.

Genç yazarların bu yeni arayışı şiirin imkânlarının romanda kendine yer bulması adına  sevindirici. Görünen o ki, sınırların kaybolduğu bu çağda okurların romanın yeni kılıklarına hazırlıklı olması gerekiyor.

Musa İğrek, Londra
Zaman Gazetesi
3/9/2013


Yorumlar