İstanbul'un kayıp sarayları


"Boğaz daima bana zevkimizin, duygumuzun büyük düğümlerinden biri gibi gelmiştir. Öyle ki onun bizde külçelenmiş manasını çözdüğümüz zaman büyük hakikatlerimizden birini bulacağız sanmışımdır." Tanpınar 'her iki kıyısında saatlerin birbirine ayna tuttuğu' Boğaz'ı böyle derinden anlatır. Sırrını çözmek zordur, bu eşsiz güzelliğin. Lakin bunun peşine düşenler yok değil. Prof. Doğan Kuban'ın, ilk baskısı 2001'de yapılan ve hemencecik tükenen "Kaybolan Kent Hayalleri Ahşap Saraylar" adlı eserinin 2. baskısı, kitabın derdini daha iyi ifade edeceği düşüncesiyle "Kaybolan Kent Hayalleri Osmanlı Sarayları" (YEM Kitabevi) adıyla yeniden yayımlandı.

Bugün izlerine ancak yabancı gezginlerin gravür ve fotoğraflarında rastlanan sarayları 'görünür' kılma çabasıyla hazırlanan kitapta çoğunluğu İstanbul Boğazı ve Haliç'in her iki yakasında bulunan sarayların tümüyle veya kısmen kaybedilmiş bölümleriyle özgün mimarilerine ilişkin yorumlar, aslına uygun çizimler yer alıyor. Kuban, tıpkı Tanpınar gibi aynı güzelliğe vurulmuş, aynı hakikatin peşine düşmüş diyebiliriz. Usta mimara kulak verdiğimizde amacını şöyle anlatıyor: "Büyük ahşap sarayların taşıdığı estetik mesajı anlamak ve dünya mimarlığında eşi olmayan bu yapıları daha iyi incelemek."

Kuban, kitabıyla bizi yalıların, kasırların, sarayların olduğu ahşap bir rüyaya davet ederken Necatigil'in şu dizelerini fısıldamanın vaktidir: "Evlerin çoğu eskidi gitti, tamir edilemedi,/ Evlerin çoğu gereği gibi tasvir edilemedi./ Kimi hayata doymuş göründü,/ Bazıları zamana uydular./ Evlerin içi oda oda üzüntü,/ Evlerin dışı pencere, duvar." Zira, kitaba konu olan büyük ahşap Türk konutları bugün yerle yeksan olmuş, bir tarih, bir hatıra olarak geçmişte kalmıştır.

İstanbul'da Büyük Saray Sorunsalı, Ahşap Saray Geleneği İçinde Kasırlar, Kent Duvarı Olarak Büyük Saraylar, Dünya Saray Mimarisi Kavramı İçinde Osmanlı Sarayları, Sarayların Kullanımı, Sarayların Kadın Patronları, kitaptaki konu başlıkları. Bunun yanında usta mimar, Beşiktaş Sarayı, Hatice Sultan Sarayı, Beyhan Sultan Sarayı, Göksu Kasrı, Topkapı Sahilsarayı ve Yasinci Yalısı gibi örneklere yer veriyor. Osmanlı mimarlığının kaybolan yapılarının çizimleri, Prof. Doğan Kuban tarafından uzun soluklu bir çalışmanın ardından hazırlanmış. Kuban, Thomas Allom ve Antoine-Ignace Melling'in resim ve gravür albümlerinden yararlanmış.

Tanpınar, Melling'in albümünün Şeyh Galip Divanı ile beraber devrin en güzel konuşan müşahidi olduğunu söyler. Kuban'ın da epey istifade ettiği albümde Melling, Hatice Sultan Sarayı'nı resmederken bir İstanbullu gibi şehri kendisi için sever.

Kitapta sözü edilen sarayların çoğu padişahların kız kardeşlerinin ve kızlarının sarayları. Her biri birbirinden görkemli olan bu yapılar büyük bir medeniyetin esaslı izlerini taşıyor. Evliya Çelebi, Eski Saray ve Topkapı Sarayı dışında çoğunluğu sur içinde 90 kadar saraydan söz eder. Tümüyle yok olan bu saraylar, kuşkusuz büyük bir talihsizlik... Kuban'ın görsel bir şöleni andıran kitabını Tanpınar'ın eşsiz Beş Şehir'iyle okumak çokça üzülmenize neden olacaktır. Çünkü Boğaz'ın o sanatkârane ve müzikal zamanları bir bir gözünüzün önüne gelecektir ve geriye büyük bir hayıflanma kalacaktır.

Musa İğrek, İstanbul

Zaman Gazetesi

28/02/2010


Yorumlar