Alain de Botton tesellisi!


Bir tarafta şöyle bir diyalog: “İlk kez mi okuyorsun?”, “Evet, kitabını henüz bitirmedim ama şimdiden büyük bir hayranı oldum”. Öte tarafta telefona sarılmış, bilumum paylaşım sitelerinden eşine dostuna nerede olduğunu haber veren kadınlar. Ellerde yazarın Mutluluğun Mimarisi, Felsefenin Tesellisi, Aşk Üzerine gibi kitapları, hani bir fırsat olursa imzalatırız diye bekletiliyor. Merdivenler, sandalyeler yavaş yavaş dolarken insanların yüzünden “bir söyleşi dinledim, hayatım değişti” beklentisi okunuyordu. Zira bu modern zamanların filozofundan(!) medet umanların sayısı hiç de az değildi. Çoğunluğun kadınlar olması ise şaşırtıcıydı.

Epeydir beklenen İsviçreli yazar Alain de Botton, nihayet önceki akşam İKSV Salon'da beklenen buluşmayı gerçekleştirdi. İstanbul'da böyle bir okur kitlesi ile birlikte olmaktan çok mutlu olduğunu söyleyen yazar, neden yazmaya başladığını anlatarak başladı konuşmasına: "Büyük bir endişenin içindeyiz, herkes bunu dindirmek için çeşitli nedenlere başvuruyor, benim yazma sebebim ise bu endişeleri azaltmak, rahatlamak, sakinleşebilmek ve daha önemlisi yalnızlık... Kitaplar yalnızlığı dindirmek için gizli dünyalardır.” Kendilerine acı veren şeyleri paylaşan yazarları sevdiğini söyleyen Botton, bunun kendi yazarlık serüveninde de önemli bir yeri olduğunu söyledi. Sonra bir bir kitaplarını anlatmaya başladı.

İlk kitabı 'Aşk Üzerine Denemeler'i yazdığında 22 yaşındadır Botton. Toplantılarda insanlar “sen ne yapıyorsun?” diye sorduklarında “Kitap yazıyorum” demeyi çok utanç verici bulmuktadır o yıllarda. İlk kitap biraz zorlamıştır, zira söylemek istediklerini nasıl kaleme alması gerektiği konusunda epey kafa yormuştur. Biraz da üslup kaygısı. Hikâye ve roman yazmak Botton için sıkıcı. Bu problemli alandan sıyrılıp yeni bir mecraya yol almak çok da kolay olmamış. Ama kitap yayımlandıktan sonra talihi iyi gitmiş, insanlar kitabı sevmiş ve kendine de güveni artmıştır.

Botton 'Proust Yaşamınızı Nasıl Değiştirebilir' ile yazar olmasında büyük bir yeri olan Marcel Proust'a bir selam gönderir. Proust'un anları tüm derinliğiyle anlatma ustalığına vurulur, onun karamsar halleri kendisine çok çekici gelir. En iyi tesellinin bu karanlık ve karamsar bakış açısında saklı olduğunu düşünüyor hâlâ. Ona göre bu, büyük bir terapi. Konuşması boyunca neşeyi elden bırakmayan, kimi zaman bıyık altından gülen Botton, felsefeyi şiire daha yakın buluyor. Epicurus, Montaigne, Schopenhauer ve Nietzsche'nin düşüncelerinde daha pratik ve hayatı kolaylaştıracak şeyler aradığını söylüyor.

Vakit ilerlerken Botton'un kitap tanıtımları da devam ediyor… Seyahat Sanatı, Statü Endişesi, Mutluluğun Mimarisi... Hepsi üzerinde minik adımlar ve kahkahalar... Botton'un kitaplarını anlatırkenki rahatlığı gözden kaçmıyor. Salonda sık sık kopan kahkaha tufanları hoşuna gitmiş olmalı ki, hem kendisiyle hem de hayatla alay etmekten geri durmuyor. Kimi kitaplarını düzene karşı büyük bir meydan okuma olarak değerlendiren yazar, “Ateistler İçin Din” adlı yeni kitabından da söz etti. "Bu kitaba hem ateistler hem de dindarlar kızacak" dedi ve kopacak fırtınaya şimdiden hazırlıklı olduğunu saklamadı.

Konuşma sırasında sık sık saatine bakan Botton, yaklaşık 40 dakikanın sonunda 'sorulara geçelim' dedi. Pek de derinlikli olmayan bol kahkahalı ‘hafif' sorular ise şaşkınlık için yeterdi. Aslında iki taraf da halinden memnundu. Botton'un kitap imzalama merasimi bir yana, programın sonunda “Aydınlandım, büyük bir pencere açtı dünyamda”, “Çok para verdik, Botton dedikleri bu muydu!” diyenler arasında salondan çıkıp dışarıdaki soğuk havaya sığınmak daha da güzeldi.

Musa İğrek, İstanbul

Zaman Gazetesi

17/02/2011

Yorumlar