'Öyle derin ki gözlerin, her şeyi unuttum içlerinde'

En büyük harflerle bir göz yazıp altını ne kadar 'şey'le doldurabilir insanoğlu. Kelimeler uç uca eklenir, sonra da tıkanır kalır. Bu çocuksu işi, bir sanatçıya verdiğimizde ise yer ve gök arasında bekleşen pek çok güzellik gözümüzün önüne dikiliverecektir. Usta çizer Selçuk Demirel'in 'göz'ün peşinde dolandığı desenleri, karikatürleri 'Gösteri' (YKY) adlı albümde toplandı. 80'lerden günümüze yerli ve yabancı çeşitli gazetelerde, dergilerde yer alan çalışmalar, bir araya gelip 'göz'e görünür oldu.

Selçuk Demirel'in göz'ün bütün hallerini dertop ettiği kitapta, gözünüzün, aklınızın erişemeyeceği biraz uçuk, biraz sınırları zorlayan, çokça gülümseten eserler var. Sanatçı çalışmalarıyla, ele avuca sığmayan bir gerçekliği kendi kaleminden, bir türkü gibi sessizce söylüyor. Meraklısı bilir, pek çok çalışmasında 'göz'e yer veren sanatçının modern zamanlara vermek istediği bu huzursuz edici mesaj, her kulağın işitmek istemeyeceği, belki de göremeyeceği türden. Ne demişti eskiler "Görenedir görene, köre nedir köre ne?".

Kitapların içinden uçuşan gözlerden, gözü baş etmiş gökkubbede süzülen insanlara, bir kuyuyu andıran gözün içinde kendi kuytularını arayan adamdan balık gözlülere gözün bin bir halini anlatan çalışmaların zorluğu bir yana, kitapta yer alanbir beytinde Mevlânâ şöyle sesleniyor: "İnsan göz'dür, öte yanı deriden, etten başka bir şey değil. Göz neyi görüyorsa değeri o kadardır insanın."

Sayfalar arasında dolanınca gittikçe içine çeken, uzunca vakit geçirilecek çalışmaları hemen fark ediyorsunuz. Selçuk Demirel'i usta ressam Abidin Dino'nun gözünden anlatmak onun dünyasına girmeyi kolaylaştırır: "(...) Selçuk Demirel'in işi gücü, bir bakıma sürekli bir günlük tutmak... Sözcüklerden değil de çizgilerden oluşan bir günlük cinsi. (..) Selçuk insanlara kızgınlıkla, sevinçle, korku ile, güvenle, kırıklıkla, hayranlıkla, obur bir ilgi ile bakıyor. Hepsi birden... Durmadan bakıyor. Belki geceleri bile karanlıkta, evinde, yatağında gözleri açık uyuyor, yahut da düş seyrediyor gözleri içeriye dönük, belki de gözlerinin biri içeriye biri dışarıya bakıyor; demek istediğim şu ki, faltaşı gibi dört açıyor gözlerini gece gündüz, sonra da çiziyor..."

Aragon, Elsa'nın Gözleri şiirinde şöyle söyler: "Öyle derin ki gözlerin içmeye eğildim de / Bütün güneşleri pırıl pırıl orada gördüm / Orada bütün ümitsizlikleri bekleyen ölüm/ Öyle derin ki her şeyi unuttum içlerinde". Demirel'in 'Gösteri' kitabı için her şeyi unutup içinde kaybolacağınız bir albüm desek yeridir, zira usta çizerin 'göz'leri sarsıcı bir gerçeğin peşinde, suskun.

Musa İğrek, İstanbul

Zaman Gazetesi

27/08/2010

Yorumlar