39,5 sohbette Yahya Kemal'in dünyası

"Hocam Yahya Kemal ile 1943-1968 seneleri arasında geçen 15 sene içinde sohbetim oldu. Her sözü cevher olan Yahya Kemal'i dinlerken söylediklerini kaydetmezsem onunla olan dostluğum asla beni tatmin etmeyecekti." Bu sözler hem hekim hem tarihçi hem de ressam olan Ord. Prof. Dr. Süheyl Ünver'in (1898-1986) Türk şiirinin büyük ustası Yahya Kemal ile yaptığı sohbetlerin sırrını özetleyen cümleler. İlk kez 1980'de çıkan Yahya Kemal'in Dünyası adlı kitap, yeniden yayımlandı. İlk basımda kusurlu yayımlanan bir hazine niteliğindeki sohbetler, kendi sessizliklerinde bekleşip duruyordu. Kitap, pek çok okurun da dikkatini çekmemişti. İşaret Yayınları'nın başlattığı Süheyl Ünver Kitaplığı projesi çerçevesinde sohbetler, Ünver'in kızı Gülbün Mesara, Prof. Dr. Ahmet Güner Sayar ve editör Yasin Beyaz tarafından yeniden gözden geçirildi. Kitaba, Ünver'in Yahya Kemal Defteri'nden 30 sayfalık bir albüm de ilave edilmiş.

İlk buluşma 1943'te gerçekleşir. Mekânlar, İstanbul Park Otel, Ankara Palas, Topkapı Sarayı Müzesi, Abdullah Efendi Lokantası, Ekrem Hakkı Ayverdi'nin evi ve İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi'dir. Yahya Kemal'in Allah, din, tasavvuf, medeniyet, Osmanlı tarihi, İstanbul, edebi meslekler, dil, şiir, musiki ve resim yanında Türk kültür tarihini derinden ilgilendiren konular hakkındaki düşünceleri yavaş yavaş açığa çıkar. Kimi zaman sarsıcı aforizmaları netice veren konuşmalar, 1958'e kadar sürer.

Ünver, Yahya Kemal ile 39,5 sohbetlerinin olduğunu söylüyor. Bu yarım kalmışlık pek manidardır aslında. Ünver aynı ruhu ve inceliği ömrünün sonuna kadar sürdürmek isteyecektir. Yahya Kemal'den işittiği sözlerin en 'ruhlularını' kaydettiğini söyleyen Ünver, içindeki bu önlenemez iştiyaki şöyle anlatıyor: "Efendim o kadar güzel konuşuyor, benim de senelerdir yazmak, basmak istediğim hususları öyle bir anlatıyor, izah buyuruyorsunuz ki, mutlaka yazmak ihtiyacını duyuyorum." Yahya Kemal'den kitaplara girmemiş anekdotlar aktaran Ünver, şairin sözlerine, kullandığı kelimelere sadık kaldığını ve bazılarını da tavzih için kendisinden sorduğunu, Yahya Kemal'in de sohbetlerin bir kısmını bizzat tasnif ettiğini söylüyor. Sadık bir Yahya Kemal hayranı olan Ünver'in heyecanını önsözünden anlamak mümkün. "Yahya Kemal'in geride bıraktığı bir çuval tohumdur. Yalnız iyi bir mahsul verebilmesi için almasını bilmeli." diyen Ünver için Yahya Kemal deryasından kova kova su taşımış diyebiliriz. Ahmet Güner Sayar'ın ifadesiyle Yahya Kemal, Ünver'in "yazı ve şiirleriyle İstanbul'un ruhaniyetini terennüm eden bir mürşidi" idi.

Yahya Kemal'in sohbetlerinden...

***19. asırda şairlerimiz meşhur da, bestekârlarımız değil. Bizim bestekârlar şairlere nazaran bin defa yüksek. İsmail Dede Efendi, bestesinde Hamid'in şiirinden yüksek.

***Gençler, şiirin nasıl yazılacağını bilmiyorlar. Mesela bir boks maçı tasavvur edin. Boks, eldivenle ve muayyen kaidelerle yapılır. Halbuki bir taraf boks eldiveni yerine tabanca kullanıyorsa bu bokstan başka bir şey olur. Gençlerin şiirleri de böyle. Çünkü gençlere "Üslupsuz yazmak ve vezin bilmemek meziyettir" dediler. Gençler de "Meğer biz ne meziyetli insanlarmışız da haberimiz yokmuş" diye sarıldılar kaleme.

***Makale eskir ama hakiki şiir her zaman yeni olarak kalır.

***Bir kadın bazen bir eder ortaya koyar ki hayret edersiniz. Mesela Fatih'in annesini düşünün, o ne kadın! Yavuz'un, Kanuni'nin annelerini düşünün.

***Hiçbir devlet İstanbul kadar güzel bir payitahta malik olamadı. Zira her veçhile eşsiz. Lakin fakirlik ve zaruretten kurtulamadı. Bizim millet fukaralığa istinad eder. Her zaman da çok kanaatkârdır.

***Üsküb'de doğmasaydım yanardım. Bursa'yı pek severim. Bana Üsküb'de mi Bursa'da mı doğmak isterdin deseler, Bursa'yı isterdim. Fakat Üsküb'ü de arzu ederdim.

Musa İğrek, İstanbul

Zaman Gazetesi

14/07/2010

Yorumlar