'Orta sınıfın desteklediği sanatçılar senelerce yaşar'


Eyüp, Beyoğlu, Ortaköy, Nişantaşı, Sultanahmet, Adalar, Fatih ve daha nicesinin gölgesinde... Yahya Kemal'in 'Sâde bir semtini sevmek bile bir ömre bedel' mısraına tutunmuş. Bu coşku her geçen gün içinde kabara kabara yer ediyor. Bir filmin senaryosu, bir hikâyenin parçaları gibi kurguluyor eserlerini. Bu kenti resmederken, aynı zamanda yaşadığı ânı ve mekânı seneler sonrasına bırakmanın arzusunda. Resimlerinde tanıdık simalar, her gün geçip de dikkat etmediğiniz pek çok ayrıntıyı bulmak mümkün. Kırmızılar ve sarılarla örülmüş bir dünyada tarihî yapıları, insan-mekân ilişkisini göz ardı etmeden resmediyor. İşleri gayet sade. Kendi deyişiyle "tablolarında soyut resimdeki gibi karmaşık ve çözülemeyen problemler" yok. Bu şehirden besleniyor. İnsanlara yaşama sevincini verecek 'an'ların, hikâyelerin ardından koşuyor. Tanıdık simalar dedik ya tablolarında usta şair Hilmi Yavuz ile yazar Hasan Pulur'u Markiz'de oturup söyleşirken bulmanız mümkün. Sanatçının resmindeki kahramanlar içimizden birileri, hemen yanı başımızdan.

Ressam Faruk Cimok, uzun bir aradan sonra İstanbul Antik Sanat'ta son dönem çalışmalarından oluşan İstanbul Resimleri başlıklı bir sergi açtı. Sergide sanatçının farklı boyutlarda kırka yakın tablosu yer alıyor. İstanbul'un kimi semtlerinin önünüze dikildiği tablolara bakınca sihirli bir aynadan bu şehri izlediğinizi hissediyorsunuz.

Cimok, boya kullanım teknikleriyle ilgili otuz yıldır Mimar Sinan'da ders veriyor. Kısacası boyanın inciğine boncuğuna vâkıf. Bunun yanında müzayede şirketlerine eksperlik yapıyor. Son dönemde Türk resmine olan ilgiyi bir manipülasyon olarak değerlendiren sanatçının uzunca bir diyeceği var. Faruk Cimok, "Şimdilerde epey prim yapan soyut resim Avrupa'da yıllar evvel yapılmış resimlerdir. Bunlar beş kişinin yatırım yaptığı eserlerdir. Bu kişilerin merakı geçince bu resimler dibe vurur. Ama bana göre orta sınıfın desteklediği sanatçılar senelerce yaşar. Onlar küçük tasarruflarla yaptıkları yatırımların her zaman peşinde olmuşlardır. Son parasını vererek, sizi akraba gibi evine kabul etmiştir duvarına asmıştır. Size çok bağlıdır. Sizin yaşamınızı takip eder. Kötü olumsuz yerlerde sizi görmeyi hazmedemez. Bunlar uzun vadede sizi yaşatacak olan insanlardır. Ama gelip geçen hevesler nerededir, iş dünyasının popüler zenginlerindedir. Bunlar bugün alır yarın almaz, hevesi geçer, dün olduğu gibi resimler, bodrum katlarından çıkar." diyor.

Cimok resminin özelliklerinden biri güvercinler. Onlara biraz daha yaklaşınca büyük bir kuş sürüsünü ürkütmenin telaşı sizi kuşatabilir. Zira manzara çok canlı. Sanatçı, güvercinlerin resmine yumuşak bir görüntü verdiğini söylüyor. Hareket ve akış onun ilgisini çekiyor: "Mısır Çarşısı'ndaki insan kalabalığını düşünün, Eyüp Camii'nin avlusundaki coşkuyu... Hem tarihî mekânlara dikkat çekmek hem de bu mekânları insan ilişkileriyle gündemde tutmak gayesindeyim."

Cimok'a göre yaşayan resim, bu ülkenin şiirini edebiyatını, tarihini, kültürel birikimini bilen, bunlardan yola çıkarak üslup özellikleri kazanan sanatçının eserleridir. Sergi, 20 Ocak'a kadar görülebilir. (0212 227 52 28)

'Müzayedelerde pek çok sahte eser var, kimse üzerinde durmuyor'

"Müzayedelerde sahte eser, her dönemde olmuştur. Sahte eserlerin müzayedelerde satılmaması ise anormal olur bu ortamda. Ama kimsenin umurunda değil. Son dönemlerde bu iş de ciddiyetini yitirdi maalesef. Herkes her işten anladığı için böyle garip bir durum var, kimse ekspere ihtiyaç duymuyor. Ne yazık ki bu alanda yetişmiş çok uzman yok. Bir eser satın alırken profesyonel yaklaşmak lazım."

'Sanat eseri sağlam bir yatırım, ama sanatçının kimliği de önemli'

"Sanat eserinin bir yatırım aracı olarak görülmesi normal. Akılcı bir araştırma yaptıysanız hedefinize daha kolay gidersiniz. Kime nasıl yatırım yapacağınızı iyi kestirmeniz lazım. Resmin iyi olmasının yanı sıra, ressamın kimliği de çok önemli. Ressam diplomatik durumu, ilişkileri, tutarlılığı gelecekle ilgili ipuçları verir. Kısacası, ressamın kişiliği, yatırımda yüzde elli etkin faktördür."

Yorumlar