Usta yazarların odasına yolculuk

Elli altı yaşında bir derginin 'evvel'ine gidelim önce. The Paris Review, Paris'te Harold L. Humes, Peter Matthiessen, George Plimpton tarafından 1953'te yayımlanmaya başlar. İngilizce olan dergi pek çok edebiyatseverin, yazarın, şairin kısacası dünya edebiyatının 'cümle kapısı' olur.

Yılda dört kez çıkan dergi, özellikle yaptığı röportajlarla sağlam bir gelenek oluşturur. Truman Capote, Ernest Hemingway, William Faulkner, T.S.Eliot, Octavio Paz, G.Garcia Marquez, Italo Calvino, Simone de Beauvoir, Philip Roth, Orhan Pamuk bu söyleşi halkasının içindedir. Roman sanatı, şiir sanatı başlıklı röportajlar derginin pek çok tutkununun olmasındaki en büyük sebeptir. Çünkü bu uzun söyleşilerde dünyaca ünlü yazarlar meslek sırlarını, kendilerine ve yazıya dair tüm hallerini 'perdesiz' anlatıyor. (Bunda röportajı yapanların usta işi sorularının etkisi yok değil.) Halen New York'ta yayımlanan 56 yaşındaki bu derginin kısa tarihçesi böyle.

Edebiyat dergilerinin klasikleri arasında yer alan The Paris Review'un yayın yönetmeni Amerikalı gazeteci-yazar Philip Gourevitch, 2006'da derginin röportajlarını derlediği aynı adlı bir kitap yayımlar. İlgiyle karşılanan eser, edebiyatseverler için bir hazinedir. Bize bakan yönü ise bu kitabın şimdi Türkçede olması. Yazarın Odası adıyla TİMAŞ Yayınları'ndan çıkan kitapta Truman Capote, Ernest Hemingway, T.S.Eliot, J. Luis Borges, Rebecca West, Graham Greene, William Faulkner, G. Garcia Marquez, Stephen King ile yapılmış söyleşiler yer alıyor. Kitaba Orhan Pamuk da bir önsöz yazmış.

Faulkner röportajını 25 yaşında iken bir kutsal metin gibi okuduğunu söyleyen Pamuk şöyle diyor: "Yazması dört yıl alan ve sonunda altı yüz sayfayı bulan ilk romanım Cevdet Bey ve Oğulları'nın bir yerinde takıldığımda, sigara kokulu küçük odamdaki masadan içgüdüyle kalkar, umutsuzlukla divana ken­dimi atar, yeniden okuduğum Faulkner'in, Nabokov'un, Dos Passos'un, Hemingway'in ya da Updike'ın bir röportajıyla yazarlığa inanmaya, yolumu bulmaya çalışırdım. Röportajları öncelikle bu yazarların kitaplarını sevdiğim için, onların yazar­lık sırlarını, roman dünyalarını nasıl kurduklarını anlarım diye okuyordum."

Söyleşiler arasında ilerledikçe usta yazarların yazı sanatına dair sırlarını kolayca görebiliyorsunuz. Kimi zaman sohbet havasında, kimi zaman hafif tartışmalı geçen konuşmalar bir döneme ışık tutacak yorumlar haline bürünebiliyor. Röportajı yapanın yazar ile ilgili yorumları da okuru, söyleşiyi okumaya hazırlıyor. Kitabın, dünya edebiyatının ustalarını merak edenleri mutlu edeceği kesin.

Söyleşilerden notlar...

Truman Capote: "Bir yazar üslup edinemez. İnsan uğraşarak gözünün rengini değiştirebilir mi? Aynı şekilde üsluba da bilinçle ulaşılabileceğini sanmıyorum. Her şey bir yana, üslup insanın ta kendisidir."

Ernest Hemingway: "Bir kitap ya da öykü yazmaya başladığımda her gün sabahın ilk ışıklarıyla çalışmaya başlarım. Çalışma ortamımı bozacak hiç kimse yoktur o saatlerde, hem sabahın serinliğinde yazdık­ça ısınırsınız."

G.Garcia Marquez: "Şöhret her yaşta kötü. Kitaplarımın bir tür ticari ürüne dönüştürüldüğü kapitalist ülkelerde ölümümden sonra tanın­mayı isterdim.” 

Zaman’da yayımlandı. 

Yorumlar