'Kaplumbağa Terbiyecisi' efsanesinin sonu


Osman Hamdi Bey'in en çok tanınan eseri 'Kaplumbağa Terbiyecisi' hakkında yıllardır pek çok şey söylendi. Kimileri "O zamanki idari yapılanma içinde yer alanlara siyasi birtakım göndermeler." dedi, kimileri "Doğu'yu çağdaşlaştırmak isteyen bir Osmanlı aydınının hali." diye yorumladı bu resmi.

Kimi de böyle bir mesleğin olup olmadığını araştırdı. Sabancı Müzesi'nde dün açılan "Batı'ya Yolculuk - Türk Resim Sanatının 70 Yıllık Serüveni (1860 - 1930)" adlı sergi, tabloyla ilgili önemli bir gerçeği ortaya çıkardı. Ünlü oryantalist ressam, eserini yaparken 1869'da yayımlanan Tour du Monde adlı seyahat dergisinde, İsviçre diplomatının Japonya üzerine yazdığı makalede yer alan kaplumbağa terbiyecisi gravüründen esinlenmiş. Sergide 'Kaplumbağa Terbiyecisi'nin bir ikizi daha olduğu da ortaya çıktı. Belma Simavi Koleksiyonu'nda yer alan ve çok az kimsenin bildiği bu tablo ilk kez sergileniyor.

Aynı aileden gelen ve Osman Hamdi'nin arşivini elinde bulunduran tarihçi Prof. Dr. Ethem Eldem, sergi kataloğu için kaleme aldığı yazıda 'Kaplumbağa Terbiyecisi' üzerindeki tüm sisleri 'basit' bir şekilde dağıtıyor. Şimdiye kadar esere dair yorumların kendisini güldürdüğünü söyleyen serginin küratörü Ferid Edgü ise "Osman Hamdi konuyu çok sevmiş ve esinlenerek resmetmiş. Eldem'in makalesi tüm yorumlara çok güzel cevap." diyor.

Kaplumbağa Terbiyecisi hakkında bugüne kadar yapılan bütün yorumları boşa çıkaran öykü aynen şöyle: Osman Hamdi Bey, 1869'da babasına Bağdat'tan yazdığı mektubunda, "Bana yollamış olduğunuz Tour du Monde'u okudum" der. 'Devr-i Âlem' veya 'Dünya Turu' olarak tercüme edilebilecek bu eser, dönemin en gözde seyahat dergisidir. Ciltte yer alan bir İsviçre diplomatının Japonya üzerine makalesinin ilk sayfasında yer alan gravürde bir 'Kaplumbağa Terbiyecisi' resmedilmiştir. Japon L'Crepon adlı bir illüstratör tarafından çizilip yayımlanan resmin yanında ise şu bilgi yer alıyor: "Kaplumbağa terbiyecisi kendi şarkılarıyla madeni bir davulun ritminden başka bir şey kullanmaz. Öğrencileri ise tek sıra halinde yürür, çeşitli hareketlerde bulunur, sonunda da insan yardımı olmadan, en irileri en küçüklere köprü oluşturarak alçak bir masaya çıkarlar; ardından da kendiliklerinden üç veya dört öbek oluştururlar, sanki birisi bağadan tepsileri üst üste yığmış gibi".

Ethem Eldem, "Bu resmi gördükten sonra Osman Hamdi Bey'in Kaplumbağa Terbiyecisi'ni düşünmemek elde değil." diyerek yıllardır süren bir efsaneyi söndürmenin keyfiyle şöyle devam ediyor: "Belki de bu kadar gizemli bulduğumuz ve bir türlü manalandıramadığımız tablonun arkasındaki hikâye bundan ibarettir: Bağdat'ta ilk gördüğünde ilgisini çekmiş, sonra da kim bilir, belki otuz beş sene sonra Tour du Monde'un o cildi tekrar eline geçtiğinde bu resmi hatırlayıp yeni bir tablonun ilham kaynağı bu şekilde belirmiştir."

1869'da yayımlanan Japon gravürü ve 1906'da tamamlanan Kaplumbağa Terbiyecisi'nin ikinci versiyonu sergide yan yana konulmuş. Böylece tablonun ilham kaynağının ne olduğu, böyle bir meslek olup olmadığı, burada temsil edilenin bir ilerleme veya sanat metaforu olabileceği gibi efsaneler son buluyor. 2004'te o günkü parayla 5 trilyon lira gibi rekor bir fiyata satılan 'Kaplumbağa Terbiyecisi' şu anda Pera Müzesi'nde yer alıyor. Sabancı Müzesi'nde sergilenen ikinci eseri, sanatçı kendi el yazısıyla Ahmet Muhtar Paşa'ya ithaf etmiş.

'Türk resim sanatının 70 yıllık sergüzeşti

Sakıp Sabancı Müzesi'nde Yüksel İnşaat A.Ş.'nin desteğiyle açılan "Batı'ya Yolculuk - Türk Resim Sanatının 70 Yıllık Serüveni" sergisinde Osman Hamdi Bey'den İbrahim Çallı'ya, Feyhaman Duran'dan Namık İsmail'e, 19. yüzyılda doğmuş ressamlarımızın 150 eseri yer alıyor. Cumhurbaşkanlığı Atatürk Müze Köşkü, Ankara Resim ve Heykel Müzesi, TBMM Milli Saraylar Dolmabahçe Sarayı Müzesi, MSGSÜ İstanbul Resim ve Heykel Müzesi, SSM koleksiyonları ve özel koleksiyonlardan seçilmiş eserler Türk resminin 70 yıllık serüvenini anlatıyor. Sergi 30 Haziran'a kadar gezilebilir. 

Yorumlar