'Ömer Hayyam şarapçı değildi'


"Şarap sen benim günüm güneşimsin / Öyle bir dolsun ki seninle içim / Bir bildik görünce beni sokakta / Ne o şarap, nereye böyle desin." Şark edebiyatının efsane ismi Ömer Hayyam, rubailerinde sıkça geçen şarap kavramıyla birlikte anıldı hep. Dinî hükümlere karşı kayıtsızlığını gösteren ifadeleri de dillerden düşmedi. Minyatürlere bile başındaki kıvrım kıvrım bükülmüş sarığının, tel tel sakallarının yanısıra elindeki kadehle yansıdı.

Öykücü Sadık Yalsızuçanlar ise son kitabı 'Şey'de, Hayyam'ı çok farklı bir bakış açısıyla ele alıyor. Sultanü'l-âşıkîn unvanıyla bilinen Mısırlı şair İbn Fârıd'ın (1181-2/1235) bütün Batı dillerine tercüme edilen 39 beyitlik 'Hamriyye'sinin girişindeki, 'Biz sarhoş iken henüz üzüm yaratılmamıştı' mısraından yola çıkan Yalsızuçanlar, Ömer Hayyam'ın şiirlerinde kastettiği şarabın, hakikat-i Muhammediye olduğu sonucuna ulaşmış. Hayyam'ı sarhoş eden şarabın üzümle, üzüm suyu ile ilgisi olmadığını söyleyen Yalsızuçanlar, bir anlatı kitabı olan 'Şey'de, Hayyam'ın görüşlerini imge düzeyinde ve hikâye üslubuyla yorumluyor.

İranlı matematikçi, astronom, filozof, şair Ömer Hayyam, bir çadırcının oğlu olarak 11. asrın ortalarında Nişabur kentinde doğdu. Tıp, fizik, astronomi, cebir, geometri ve yüksek matematik alanlarında önemli çalışmalara imza attı. 'Zamanın bütün bilgilerini bildiği' söylenirdi. Ancak yaptığı çalışmaların çoğunu kaleme almadı. Oysa Hayyam, çokça duyduğumuz teoremlerin isimsiz kahramanıydı. Mesela bilinmeyen manasındaki 'x' kavramını, Celali takvimi o icat etti. Kendini ne kadar gizlemeye çalışsa da aşk, şarap ve insan kavramlarını sık sık dile getirdiği şiirleri sayesinde adı dillerden düşmedi. Öyle ki şarap denilince akla gelen ilk isim oldu çoğu kez. Sadık Yalsızuçanlar ise Ömer Hayyam'ın sanıldığı gibi şarapçı kimliğiyle öne çıkan biri değil, bir İslam filozofu, bilim adamı ve mutasavvıf olarak önemli yere sahip olduğunu söylüyor.

Hayyam'ın kaleme aldığı 'Varlık Risalesi'nden yola çıkarak farklı tespitlerde bulunan Yalsızuçanlar, "Hayyam dışında, İbn-il Farıd, Mevlânâ ve Yunus Emre başta olmak üzere Hak âşığı insanlar şiirlerinde şaraptan çokça bahseder. Mevlânâ, bu bahsettikleri şarabın, meyhanedeki şarapla ilgisi olmadığını, 'Bizim sarhoşluğumuz üzüm sarhoşluğu değildir, bizim sarhoşluğumuzun sonu yok.' gibi beyitlerle Mesnevi'sinde sürekli dile getirmiştir." diyor. Yalsızuçanlar'a göre Hayyam, şarap kavramıyla daima dolu olduğu hakikât-i Muhammediyye'yi anlatıyor: "Hakikât-i Muhammediyye ile sermest olanlarda O'nun aşkı ve nuru daima mütecellidir."

Yalsızuçanlar, 'Şey'de Hayyam'ın dilinden derin bir hayıflanmayı dile getiriyor: "Her şarap anıldığında, her şarap şişesi görüldüğünde, her üzüm hasadı yapıldığında, tuhaf bir biçimde, ruhum oradaymış gibi beni anıyorlar... Oysa o şarabın etkisiyle sarhoş olmadım ben. O şarabı hiç ağzıma sürmedim. Onun tadını bilmem. Kırmızı, beyaz, pembe, kızıl, eski, yeni, ne zaman, nasıl yapılırsa yapılsın, nasıl içilirse içilsin, hiçbir şarapta benim bir izim, bir gölgem yok. Ama herkes beni anıyor şarap denince. Şarabı sarhoş edici bir içki olarak hiç tatmadım. Ama sarhoşluğum hep arttı. Öyle bir an geldi, ne kendimi, ne gayrı bilemedim."

'İçip içmediği tartışmalı bir konu'

Yard. Doç. Dr. Mustafa Koç: "Şiirlerinden hareketle, Hayyam'ın şarap içen, sarhoş olduğunu dile getiren bir düşünce geliştirmek akademik yöntem değildir. Eğer bu yola girilirse şiirlerinde bol bol şaraptan, meyhaneden bahseden bütün sûfi şairleri töhmet altında bırakmış oluruz. Nitekim klasik Türk edebiyatında şaraba karşı tavırları ve dindarlıkları ile maruf bir yığın zevat Hayyam'ı sûfi bağlamda ele alıp, onu bir aşk şairi olarak görür. Ancak şarap ve şarapla ilgili kavramlara sûfiyane anlamlar yükler. Bu çerçevede Hayyam ve eserlerine yer verirler. Hayyam'ı melâmî neşvesinde yüksek seviyeli bir şair olarak görüp şiirini bu şekilde anlamak gerekir."

Prof. Dr. Cihan Okuyucu: Bizde ve Batı'da Hayyam, içki hakkındaki şiirleri ve felsefesi bakımından hep ayyaş olarak biliniyor. Yahya Kemal de onu bu yönüyle örnek alıp şiirlerini tercüme etmiş. Anlaşılan Yalsızuçanlar, bu konuda kesin bir tarihî belge olmadığı için Hayyam'ın içki içmediği şeklinde yorum yapma imkanı bulmuş.

Prof. Dr. Ahmet Kırkılıç: "Ömer Hayyam, bildiğimiz kadarıyla eyyamcı bir tipti. Dinî kimliği yoktu. Bu sebeple içki içebilir. Ancak her şarap üzerine yazanın içki içtiğini söyleyemeyiz. Şeyhülislamlar da şarap üzerine yazmışlardır. Ama şiirlerinde şaraptan bahsettiler diye şarap içtiklerini söylemek yanlış olur."

Yorumlar